homeopatiklinik.com sitesini yeni kurduğumuz sıralarda bir arkadaşım aradı ve dedi ki benim değişik bir baş ağrım var, doktor doktor gezdim hala geçmedi. Sen ağrı tedavisiyle ilgileniyordun bir de sen bakar mısın, dedi. Elbette neden daha önce aramadın, dedim. Son 1 yıldır var olan, giderek artan ve mutsuz eden bir ağrı olduğunu, başında tuhaf bir ağırlık ve uyuşukluk olduğunu, sürekli yorgun ve mutsuz olduğunu anlattı. Uzun uzun anemnez sonrasında aslında şikayetlerinin kronik yorgunluk ve uykusuzluk sebebiyle olduğunu öğrendim. Uykusuzluk sebebi küçük oğluydu. Doğduğu günden beri gecede 4-5 kez uyanıyormuş. 3 yıldır kronik uykusuzluk yaşayan arkadaşımın sinir sistemi daha fazla dayanamamış değişik bir nevralji geliştirmiş. Ben de tedaviye çocuktan başladım. Çünkü anne düzenli uyku uyur ve yeterli dinlenirse nevraljisi de düzelecekti.
Çocukla ilgili ayrıntılı bir hikaye aldım. Çocuğun uyku alışkanlığı, ablası ve ailedeki bireylerle etkileşimini sorguladım. Ailesine karşı oldukça otoriter, hırçın ama sevimli. Yabancılarla ilk karşılaştığında soğuk, çekingen ancak 15-20 dakika sonra, alışınca iyi iletişim kuruyor. Geceleri sıklıkla ağlayarak 3-5 kez uyanıyormuş. Sakinleşmek için sadece anneyi istiyor başkasını istemiyor. Tekrar uykuya dalmakta güçlük çekiyor. Yatakta uyurken el ve ayaklarında terleme oluyor. Sütü seviyor ama süt içince gaz şikayeti oluyor. En belirgin özellikleri bunlar. Gece kabusları sebebiyle uyandığını düşündüm. Annesi sabah veya gün içinde yaşadığı ve onu inciten olayları tekrar rüyasında gördüğünü, ağlarken olayları veya isimleri sayıkladığını söyledi.
Çocuklar erişkinlere göre daha kolaylar çünkü yaşanmışlıkları ve geçirdikleri kaza, travma, hastalık sayısı daha az olduğundan yaşam gücü henüz çok zayıflamamış ve daha güçlüdür. Remedi resmi daha açık ve kolay görülür olur ancak bir taraftan da zordurlar örneğin bu vakada olduğu gibi ağlayarak uyanma sebebini bizim bulup çıkarmamız gerekir. Acaba gerçekten içerlediği olaylar mı onu üzüyor yoksa kabuslar mı onu rahatsız ediyor emin olamayız. O zaman da ayırıcı diğer bulgulara bakmak gerekiyor. Ne ona iyi geliyor ne kötü geliyor gibi. Sonuç olarak ilk verdiğim ilaç biraz sakinleştirdi ancak tam da sorunumuzu çözmedi. Ancak bir sonraki remedide tam isabet eden bitkisel kökenli ilacını bulduk. Artık geceleri sadece sütünü içmek için uyanıyor, ağlayarak uyanmıyor, kolaylıkla tekrar uykuya dalıyor. Birinci ayın sonunda nevralji sorunumuzun yarısını çözdük. Doğru tanı koymak çok önemlidir. Bu vakada olduğu gibi nevraljinin sebebi oğlunun gece ağlamaları dolayısıyla yaşadığı uyku problemi. Uykusuzluk onu hasta ettiği için önce annenin yeterince uyumasını sağlamak gerekiyordu.
Atipik nevraljimizin tedavisinin ikinci ayağında anneden anemnez alıp ona uygun ilaç vermeliydim. Elbette çocukla birlikte anneye de ilaç başladım. Annede ilaçlara başladığının ikinci gününde dudağında uçuk çıktığı için verdiğim ilk ilaçta doğruyu bulduk diye düşünüyorum. Uçuk çıkması bize metabolizmanın verdiğiniz etkiye tepki verdiğini ve doğru yolda olduğumuzu gösterir. Annenin şikayetleri azaldı ancak devam ediyordu. Ben annenin oğlu kadar hızlı düzelmesini beklemiyordum zaten. Homeopatide verdiğimiz uyarı kullandığımız potensle doğru orantılı günlerce ya da aylarca çalışır. Hastalığın başlama süresi ne kadar uzunsa iyileşme süresi de daha uzun olacaktır. 20 yılda oluşmuş bir hastalığı 1 günde yok edemezsiniz belki altı ay belki de iki yıla ihtiyaç vardır ancak asla birkaç gün değildir. Burada görüldüğü gibi çocuk bir ayda dengeye geldi ancak annenin dengeye gelmesi altı ay sürdü. Şimdi anne oğul çok mutlular, yurt dışına gittiklerinde homeopatinin acil yardım kitinden aldılar evlerine ve grip olduklarında bile bunlardan hangisinden nasıl alalım diye soruyorlar.
Sağlıklı toplum sağlıklı nesillerden geçer. Bu sitenin tam da amacı budur. Her türlü hastalıkta önce en basit ve zararsız metodu denemek. Almanya’nın kişi başına düşen antibiyotik sayısı Türkiye’nin beşte biri kadar. Almanya’da homeopati çok yaygın ve basit enfeksiyon hastalıklarında homeopati kullanılıyor. Çok değil kısa bir süre sonra Türkiye’de de aynı durumun yaşanmasını umut ediyorum.