Duygu
durumunun depresyon ve aşırı heyecanlı, mutlu hareketli olması arasında gidip
gelmesine manik depresif; bipolar
bozukluk denilmektedir. Toplumda görülme
sıklığı %1-2 arasındadır ve her yaşta ortaya çıkabilir. Genellikle 15-25
yaşları arasında tanı alsalar da daha ileri yaşlarda 60-65 yaşlarında tanı alan
da vardır. Çocukluk döneminde mani dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu
ile karıştırılabilmektedir. Ya da
depresif dönemleri uzun süren manik dönemleri daha kısa süren hastalar uzunca
bir süre majör depresyon tanısı alabilmektedirler. Bipolar bozukluk için genetik yatkınlık
önemli, ailesinde varsa görülme sıklığı
artmaktadır.
Hastalığın
bulguları hastanın içinde bulunduğu evreye göre değişiklik gösterir. Hipomani
ve mani evresinde aşırı neşeli, canlı, hareketli, öfkeli ve agresif olurlar.
Alış veriş yapma istekleri artmış, iştahları artmış, konuşma ve düşünce hızları
artmış olurlar. Hastalar sıklıkla bu evrede şikâyetçi olmazlar tam tersine
kendilerini iyi hissettiklerini söyleyip tedaviyi ret ederler. Ancak mani
döneminde aşırı harcama yapıp iflas bile edebilirler. Ya da aşırı cinsel istek
yüzünden uygunsuz ve rastgele ilişkilere girip sonrasında can sıkıcı durumlar
yaşayabilirler. Hastalar mani evresindeyken daha çok hasta yakınları durumdan
rahatsız olup hastaları hastaneye götürür.
Bazı hastalarda mani evresinde olmayan sesler duymak, görüntüler görmek
gibi geçici semptomlar da olabilir. Mani döneminde aşırı heyecan dolayısıyla
düşüncesizce hareket ederek kendi kendilerini bile öldürebilirler.
Depresif
döneme girdiklerinde ise ; öz saygıları çok düşmüştür. Evden çıkmak istemezler,
sürekli uyumak, hiç hareket etmek istemezler yaşam istekleri çok azalmıştır. Öz
bakımları azalmıştır. Banyo yapmaz, üst başlarına dikkat etmezler. İşe gitmek istemedikleri için işlerini
kaybedebilirler ya da yeterince verimli olamazlar. Bu dönemde düşünce hızı
azalmış, mutsuz, suçluluk duygusu içinde az konuşan, az yiyen, sürekli uyuyan
kişilere dönüşürler. Bu dönemde intihar girişimleri olabilir. Hayattan
beklentileri kalmamıştır ve çok büyük acı içindedirler.
Psikiyatri
servisleri ve kliniklerinde ilaçla ve EKT gibi yöntemlerle tedavi
edilmektedirler. Bipolar bozukluk kronik bir bozukluktur ve ömür boyu
psikiyatri kontrolü gerektirmektedir.
Ben burada homeopati ile tedavisine örnek bir vaka sunmak istiyorum.
Homeopati zihinsel, duygusal ve fiziksel alanda çok iyi çalıştığından
bipolarite tedavisinde de çok işe yaramaktadır. İntihar girişimi riski çok
yüksek hastalar olduğundan psikiyatrik ilaçlarını kesmeyi önermiyorum.
Psikiyatrik ilaçlarla birlikte homeopati kullanılabilir ve başarılı da olur.
Ancak hastanın iyilik halinden emin olunduktan sonra hastanın ilaçları
azaltılarak kesilebilir belki.
Homeopatide
tedavi hastaya özel verilir. Hastalığın ismine göre tedavi başlanmaz. Hastanın
tüm bulguları, psikiyatrik, fiziksel bulguları ve gündelik yaşam alışkanlıkları
göz önüne alınarak tedavi başlanır. Şimdi anlatacağım hasta 30 yaşında erkek hasta
. Üniversite mezunu 15 yıldır tedavi alıyor ve hastalığının tüm ayrıntılarını
biliyor. Bana geldiğinde büyük bir keder ve acı hissettiğini bu acının onun
yaşamasına engel olduğunu çok mutsuz olduğunu söyledi. Doktor doktor gezmekten
sıkıldığını, aldığı ilaçların hiç faydası olmadığını söyledi. Ben aslında hep cami hocası olmak istemiştim
ama -ailem doktor olmamı istediği için - doktor oldum dedi. Sürekli yıkık dökük
harabelerde ve mezarlıklarda dolaşıyor; oraların fotoğrafını çekmekten keyif
alıyor. Kış günü bile pencere açık
uyuyor sıcaktan hiç hoşlanmıyor. Suyu dolaptan buz gibi içmeyi seviyor.
Geceleri geç uyuyor, geceleri aynalara bakmaktan nefret ediyor. Kimseye hayır
diyemiyor ancak çok öfkeli. Çok küçük şeylere bile öfkeleniyor. Hasta özgüveninin düşük olduğunu söyledi ancak oturuş şekli bu dünyada daha fazla yer kaplamalıyım diyordu.
Hastaya Veratrum Alb 200 C başlandı. Zihinsel
problemlerde yüksek potens tercih etmek gerekir; düşük potensler çalışmayabilir.
1 ay sonra kontrole geldiğinde hasta kendini iyi hissediyordu. Artık öfkelenmiyorum
uzun zamandır ilke kez huzur duygusuna yeniden kavuştum; insanlara hayır
diyebiliyorum ve bu benim işimi çok azalttı çok da iyi oldu dedi. Geceleri daha
erken saatte ve rahat uyumaya
başladığını söyledi. Hastaya Veratrum
Alb 10 M tek doz verildi. 2 ay sonraki
kontrolünde tattığı huzuru mavi bulutları yeniden gördüm diye tarif etti. Öfke
duygusu neredeyse hiç kalmamıştı tüm hayatı düzene girmişti ve 10 kilo
zayıflamıştı. Ayrıca yıllardır yarım bıraktığı projeleri üzerinde çalışmaya
başladı. Bu arada psikiyatrik ilaçlarını
önceleri içmeyi unuttuğunu sonradan ise artık kullanma gerekliliği hissetmediği
için bıraktığını söyledi. Hasta 5.
ayında ve ilaçsız takibe devam ediliyor.
Her hastaya
tanı koymak bu kadar kolay olmuyor. Bazen de hastanın tedaviye yanıtı bu kadar
hızlı olmuyor. Ancak her durumda homeopatiden önceki durumlarından daha iyi
durumda oluyorlar. Homeopati bipolar bozuklukta tedavi edici olabileceği gibi destek tedavisi olarak da başarılı
bir şekilde kullanılabilir.