
Depresyon
Depresyon hastanın üzüntü, değersizlik, motivasyon kaybı, umutsuzluk duygularıyla seyreden uzun süreli kronik bir bozukluktur. Sürekli uyumak veya uykulu hal, çok yemek veya beslenmeye özen göstermemek, kişisel hiyjen ve bakıma özen göstermemekle açıklanamayan ağlama nöbetleri ile karakterize duygu durumu.
Üzgün, endişeli, ya da ve açıklanamayan ağlama nöbetleri, umutsuzluk, karamsarlık, suçluluk duygusu, değersizlik duyguları, hobilere ve aktivitelere ilgi ve zevk kaybı , sosyal geri çekilme dahil, cinsel isteksizlik, enerji kaybı, kalıcı uyuşukluk, karar almada zorluk, konsantrasyon kaybı, uykusuzluk, sabah erken uyanma veya çok uyuma, iştah ve / veya kilo kaybı ya da aşırı yeme ve kilo alma, ölüm veya intihar düşünceleri; intihar girişimleri, huzursuzluk, sinirlilik, öfke, ajitasyon, baş ağrısı, sindirim bozuklukları ve kronik ağrı gibi tedaviye yanıt vermeyen inatçı fiziksel belirtiler.
Depresyon bazı çevresel ve sosyal koşulların neticesinde beyin kimyasında değişiklik olarak tanımlanmakta. Ancak yine de herkes değişen koşullara aynı tepkiyi vermez. Bazı karakteristik özelliklere sahip kişilerde depresyon gelişmesi daha muhtemeldir. Bu yüzden herkese aynı içerikteki kimyasal antidepresanlar yerine homeopatide o kişinin karakteristiğine uygun remedi verilir. Özellikle depresyonun başlangıç dönemlerinde çok hızlı sonuç verir. Böylelikle kişi basit doğal bir yöntemle duygusal sağlığına kavuşurken yaşama bakışınıda derinden değiştiren daha kalıcı bir çözüm bulmuş olur.Homeopatide bir kural vardır ”hering kuralı”. En acil organlar önce tedavi olur. Tedavi önem sırasına göredir ve içten dışa olur. Örneğin akneleri , kabızlığı ve depresyonu olan hastayı tedavi etmeye başladığınızda ilk önce depresyonu sonra kabızlığı sonra akneleri düzelecektir. Hasta size depresyonuyla gelmişse bile bir süre sonra bu tedaviyle akneleri de düzelecektir. Ya da tam tersi eğer hasta size akne şikayetiyle gelmişse bile önce depresyonu düzelecek en son aknesi düzelecek.