DEPRESYON

    Depresyon duygu durum bozukluğu olarak tarif edilebilir. Son yıllarda çok sık kullanılmakla birlikte her yas ya da mutsuzluk durumu depresyon diye nitelendirilmektedir. Hâlbuki tanı koymak için mutsuz ve üzgün olmaktan daha fazlasına gerek var.  Son yıllarda sosyal medyanın ve televizyonların hayatımızda çok fazla yer etmesi sonrasında standart bir yaşam biçiminin herkesin sahip olması gereken yaşam biçimiymiş gibi gösterilmesi bazı sıkıntılara yol açtı. Dizi ve filmlerde ya da sanal dünyadaki sanal yaşamları gerçek yaşamlar olarak algılamaya başlayan insanlar orada gördükleri karakterlere öykünmeye başladılar. Daha fazla ve daha fazla sahip olma isteği içerisindeler. 

    Mutluluk ve neşe insana ait bir duygu olduğu gibi üzüntü ve acı da insana ait bir duygudur. Hayat bu duyguların arasında gider gelir, düz bir grafik gibi sadece neşede ya da sadece üzüntüde kalmaz. Gülmek kadar ağlamak da insan için gerekli bir durumdur. Sevilen bir kimsenin yitirilmesi üzüntü verici bir durumdur ve bu durumda ağlamak yas tutmak son derece normal ve gerekli bir durumdur. Bu durumun anormalleşmesi sürecin olması gerektiğinin dışına çıkmasıdır. Örneğin böyle bir durumda hiç yas tutmamak ya da bu yas sonrasında aylar sonra bile normal hayata dönememek yardım gerektiren bir durumdur. Medyanın mutluluk için her yol mubahtır baskısından ve önyargılarından çıkıp duygularımızı kabul edip sonuna kadar yaşamak gereklidir. 

    Depresyonu iyi tarif etmek gerekir ve anlamak gerekir. Çok fazla anti-depresan ilaç tüketildiğini fark ediyorum ve üzülüyorum. Bu duygu durum bozukluklarının bir kısmı ilaçsız yaşam şeklinde küçük bazı düzeltmelerle düzelebilir diye düşünüyorum.  Örneğin sürekli adı geçen seretonin ve endorfin gibi hormonlar vücudumuz tarafında salgılanan hormonlardır.  Düzenli  basit egzersizlerle düzeylerini artırmak mümkün. Özel diyetler yaparak da bu mutluluk hormonlarını artırmak mümkün.  Her ne kadar medyada çikolata ya da dondurma reklamlarında bu ürünlerin sizi mutluluğun doruğuna çıkartacağı söylense de gerçek bu değildir; karbonhidrat ağırlıklı beslenmek tam tersine fiziksel ağırlık ve yorgunluğa yol açar. 

• Suçluluk, değersizlik ya da umutsuzluk hissi

• Huzursuzluk, alınganlık, sinirlilik hali

• Umutsuzluk, karamsarlık, üzüntü

• Yorgunluk, bitkinlik, enerji kaybı

• Önceden keyif alınan uğraşlardan uzaklaşma

• Karar vermekte zorlanma, odaklanamama ve dikkati sürdürmede güçlük

• Kolay öfkelenme, kızma, kişiler arası çatışmalarda sıklık

• İştah kaybı ya da aşırı iştahlı olma

• Normalden daha az ya da daha fazla uyuma

• Cinsel istekte azalma

• Nedeni belirlenemeyen ağrılar, kramplar ya da sindirim sorunları

• Kendine zarar verme düşünceleri, planları ya da girişimleri

• Nadiren de olsa ağır depresyonda halüsinasyon ya da delüzyon eşlik edebilmektedir.

    Bu belirtileri gösteriyorsanız ve bu belirtiler uzun süredir devam ediyorsa doktora başvurmakta fayda var. İntihar düşüncesi olan insanlar yakınları tarafından bazen ciddiye alınmazlar ama bu  ciddi bir durumdur ve mutlaka uzman görüşüne ihtiyaç vardır.  Anti depresanlar yukardaki bulguları ortadan kaldırır ve hastayı rahatlatır ancak çoğunlukla altta yatan sebebi değiştiremez ve hasta asla gerçekten düzelemez. Homeopati ile altta yatan sebebi düzeltmek mümkün olabilir. Sıklıkla özellikle de ağır depresyonlarda medikal tedavi ve homeopatiyi birlikte başlamak gerekli olabilir.

    Homeopati yalnızca fiziksel hastalıkların değil duygusal sorunların da tedavisinde oldukça yararlıdır. Burada depresyonda sık kullanılan birkaç remedi paylaşacağım ancak depresyonun nedenine bağlı olarak ve kişisel özelliklerin farklılığı nedeniyle yüzlerce remedi depresyon tedavisi için seçenek olabilir. 

Sorumluluk sahibi, hırslı ve işkolik insanlardır. Para kaybetmek, saygınlık ya da sevilen birinin kaybı depresyona sürükleyebilir. Hayat anlamsızlaşır, ümitsiz olur. Başarısızlık en büyük korkusudur ve depresyona sebep olabilir. Kendisini suçlar ve intihar düşünceleri vardır ama çok söz etmez. 

İdealist, romantik ve sorumluluk sahibi insanlardır. Kendini suçlar utanç içindedir. Sessiz yas tutar. Ani ölümler ya da terkedilmek, kavga veya öfke depresyonunun sebebi olur. Ağlama ve gülme nöbetleri şeklinde histerileri olabilir, spazmlar görülebilir. İç çekme ve boğazda takılma hissi belirgindir.

Ignatia göre daha derin duygusal yaraları vardır. Daha tutarlı görünür. Yine baskılanmış sessiz yas olabilir. Sorumluluk sahibi, başkalarıyla ilgili sorumluluk alan tiplerdir. İçe kapanık, alıngan ve hassas insanlardır. Geçmiş travmalara takılı kalmıştır ve kendini suçlar. 

Apatik, kayıtsız, boş boş bakan, kelimeleri ve kafasını toplayamayan kişilerdir. Çok zayıf ve halsiz görünür karşılık vermez.  Çok çalışmaktan, yastan ya da duygusal olarak tamamen tükenmiş görünür. Kısa kısa konuşur çok ilgisiz görünür.

Cana yakın, sıcak ve başkalarına hayır demeyen nazik insanlardır. Sevgi almak isterler. Yastan, kıskançlıktan ve ilgisizlikten depresyon geliştirirler.  Yanında birilerinin olmasını ister arkadaşlık ve teselli ihtiyacı vardır. Kolay ağlarlar ve sık sık ağlarlar. 

Sevdikleriyle arasına mesafe koyar onlara karşı bir tutum içerisindedir. Duygusal olarak kapalı ve mesafeli görünür. Sessiz kalmak ister ama yakınlarında birisi de olsun ister. Üzgün, ağlayan, kaçıp gitmek isteyen sürekli eleştiren yargılayan ve suçlayan bir tavrı vardır. Hormonal değişiklikler, evlilik, ya da iş kaybı gibi sebepler depresyona girmesine sebep olabilir. 

Not: Burada anlatılan remediler örnektir öneri değildir. Tedavi için homeopatınıza danışınız.