Homeopatinin en zor kısmı tanı koymaktır. Hastanın en çok benzediği remediyi bulmak için hastanın tüm özellikleri özellikle de nadir gözlenen sıra dışı şikâyet ve huylarını dikkatle not etmek gerekir. İki senedir takip ettiğim ve dört farklı remedi verdiğim hastada istediğim sonuca bir türlü ulaşamadım. Hastayı tekrar tekrar dinleyip tekrar tekrar repertorize ettim. Hep kullandığım dört remedi sıralanıyordu ki; bunlar birbirine çok da karışan remediler değildi. Calcera Carbonica, carcinosin, sepia, aurum natronatum muriaticum. Ancak bu remedilerden bir kısmı süt remedileri ile sıkça karışabilecek remedilerdendi.
Bu arada hastada yeni semptomlar oluştu ve Jinekolojik muayene sonucuna göre de miyomlar gözlendi ve yumurta sayı ve kalitesinde sıkıntılar olduğu söylendi. Bunun üzerine hastayı tekrar dinledim ama bu sefer ipucu olabilecek her şeyi didik didik sorgulayarak. Hastanın annesi ona hamileyken neler olmuş, nasıl doğmuş, ne kadar süreyle anne sütü almış. Annesi gebe iken travmatik bir süreç yaşamış ve erken doğmuş daha sonra da anne sütü almamış. Buradan yola çıkarak yukardaki repertorizasyondan da anlaşılacağı üzere bu hastanın süt remedilerinden biri olduğuna kanaat getirdim. Süt remedilerinin bazı ortak özellikleri; fiziksel ve duygusal sıcaklık eksiği, aileyle özellikle de anneyle zayıf bağ, alternatif anneye sahip olma, eğer annede ağır bir hastalık varsa özellikle de akıl hastalığı olması durumunda; başkalarının kendi yerine tercih edildiği gibi hissetme duygusu şeklindedir. Outdoor sporları, doğayı, hayvanları severler. Sosyal insanlardır ve sosyalleşmeyi severler. Yardım etmeyi severler.
Tüm bunlardan yola çıkarak ona süt remedisi vermeye karar verdim ama hangi sütü. İşte tam o sırada tekrar eden ve unutamadığı rüyasına sıra geldi. Rüyada büyük siyah bir ayı görüyordu ve korkuyordu. Repertoride rüyada ayı görme rubriğinin karşısında at sütü ve kurt sütü remedileri vardı. Kurt sütünü (lac lupinum) seçtik çünkü bu kişi şimşekleri çok seviyordu. At şimşekten korkar. Tehlike halinde koruma içgüdüsü ortaya çıkmış ve koruyamadığı için de çok derin yara almıştı. Süt remedilerini seçerken sütün ortak özellikleri ve hayvanın genel özelliklerini akılda tutmak lazım. Kurt daha dominant bir hayvan . Oyuncu ama zorda kalırsa saldırgan olabilir. Ayrıca ayılar ve kurtlar doğada aynı besinler için yarışıyorlar ve sıkça karşı karşıya geliyorlar. Görüldüğü gibi tanı koyarken kolektif bilinç altı bilgilerini bile kullanmak mümkün. Bu ayı rüyası kollektif bilinçaltı bilgisidir ki yanılması mümkün değildir. Bu arada parantez açarak söylemeliyim yazıma adını verdiğim kitap, Cengiz Aytmatov’un bir romanıdır ve romanda bir kurdun yaşamı ve duygusal dünyasını çok iyi anlatmaktadır.
Lac Lupinum aldıktan sonra hastanın hemen uykusu düzene girdi. Homeopatik tedavide içten dışa önemliden önemsize iyileşme sırası gözlenir. Uyku hastalıkla baş etmek için gerekli enerjiyi artırma yoluna giden metabolizmanın sonucudur. Özelikle uyku sonrası tazelenmiş hissediyorsa, hastalık iyileşme evresine girmiş demektir. Daha sonra hastanın hormonal düzeyindeki iyileşmeler gözlenecektir. Bu hastada yok ama eğer varsa en son cilt, saç, tırnak bulguları düzelir. Bazen iyileşme 1-2 ay içinde olurken bazen 1-2 sene takip gerekebilir. Hastalık ne kadar eskiyse iyileşmesi de o kadar uzun olacaktır. Ayrıca yaşam gücü düşük insanlarda iyileşme yavaş olurken yaşam gücü yüksek olanlarda; çocuklar, hayvanlar gibi iyileşme de hızlı olur.
Hastalık ilk başta aslında huzursuzluk şeklinde ortaya çıkar. İngilizcede disease kelimesi ease; huzur kelimesinin önüne olumsuzluk eki katılarak oluşturulmuş bir kelimedir. Kişi ilk başta önemsemez. Aslında farkındadır eskisi gibi değildir artık daha çok üşüyordur, daha çok su içmeye başlamıştır ya da değişik rüyalar görmeye başlamıştır. Bazen de yiyecek aşermesi şeklinde olabiliyor durup dururken avuç avuç zeytin yemeye başlar ya da buz yemeye başlar. İşte bu safha aslında yolunda gitmeyen bir şeyler var olduğu anlamına gelir ki dengenin bozulduğu safhadır. Huzurun kaçtığı safha hastalığın ilk safhası ama genelde bu safha atlanır ta ki hastalık organ bozukluğu yaratıp, laboratuvarda bozukluk gözlenip hastalık tanısı alana kadar gider. Eğer hastalık geri döndürülebilir bir safhadaysa düzelir ama çok ilerlemişse o zaman belki tamamen iyileştirilemez. Hastalık iyileşmese bile hastaya huzur geri kazandırılabilinir. Huzurunuz kaçtığında homeopatınıza danışabilirsiniz. Ve unutmayın anne sütü en büyük şifadır.