
2. yılın sonunda çocukların pek çoğunda mesane kontrolü başlar.18. ay ve 3 yaş arasında gündüz tam iken geceleri kontrol 1 yıl sonra olabilir.%10 kadar çocukta 4-5 yaşlarında düzenli yatak ıslatma vardır. Bu nörolojik sistemin gelişimsel sorunu ya da psikolojik sorunlardan olabilir. Eğer daha önceden tutabiliyor ama sonradan başlamış bir sorun varsa sekonder enuresis diyoruz. Bu da çoğunlukla duygusal, psikolojik sebeplerle oluyor. İdrar yaparken yanma, ağlama ve altına kaçırma varsa ileri tetkik yapmak lazım.
Gece yatak ıslatma için homeopatik yaklaşım her zaman olduğu gibi yapısal tedavi olmalıdır. Hastanın uzun bir hikâyesini alıp ona uyan remedi bulunmalıdır. Ama bu mümkün değilse sadece duruma göre aşağıdaki remedilerden biri seçilebilir.
EQUISETUM
Rüya görürken yatak ıslatma
Uykunun 1. evresinde
Çok çabuk soğuktan etkilenen çocuklar
Kâbuslar
Karnın üstünde yatınca daha çok olursa
Dokunmakla oluyorsa
KREOSOTUM
Derin uykudayken oluyorsa
Zorla yatağa giden çocuk
Yine rüyada yatak ıslatma
Huzursuz irritable çocuk
Sıcak iyi gelir
Kucaklanmak, okşanmak iyi gelir
Vaka Sunumu
7 yaşında erkek hasta öksürük şikâyetiyle homeopatik yardım istedi. 3 yaşından beri mevsimsel olarak artan giderek daha çaresiz bırakan bir bronşit tanımlanıyordu. Özellikle kış mevsiminde, soğuk ve nemli havalarda artan önce üst solunum yolu şeklinde başlayan sonra özellikle geceleri şiddetlenen sonunda kusmayla biten öksürük nöbetleri oluyordu. Sıklıkla tabloya orta kulak iltihabı da ekleniyordu. Ayrıca geceleri çok derin uyuyordu o kadar ki dışarıdan onu uyandırıp tuvalete götürmek mümkün olmuyordu. Dolayısıyla gece 1 ya da 2 kez altına yapıyordu ve hala uyanmıyordu. Hiç rüya görmediğini söyledi. Gece yatarken sırt üstü sere serpe ve üstü açık uyuyormuş. Sosyal ve sempatik bir çocuk. Bu hastaya pulsatilla başlandı. 200 CH sulandırılarak. 2. Gün kulak ağrısı sebebiyle gece uyanmış ertesi sabah doktor muayenesinde bir özellik saptanmamış. 1. Haftanın sonunda öksürüğü ve postnazal akıntısı azalarak yok oldu. 2. Haftadan itibaren idrarını kaçırmamaya başladı.
Bu hastada görüldüğü üzere yapısal bir tedavi yapıldığında hastanın bütün şikâyetleri tek bir ilaçla yok olur. İlacı aldıktan sonra sebepsiz kulak ağrısı da hastada agrevasyon (daha önce olan bir semptomun yeniden ortaya çıkması) meydana geldiğini gösterir ki daha düşük bir potensle ya da LM potensle tedaviye başlanmış olsaydı onu da gözlemeyecektik. Bu tarz bir agrevasyon doğru remediyi aldığını da gösterir. Sonuç olarak kulak ağrısı 2-3 gün içinde yok oldu. Doğru remediye bu kadar kısa sürede ulaşmak her zaman kolay olmuyor ancak doğru remedi alındığında yaşam gücü yüksek kişilerde özellikle de çocuklarda tedaviye ulaşmak hızlı ve kolay oluyor.
Hahnemann’ın da dediği gibi doktorun görevi yumuşak, kalıcı bir şekilde hastalığı ortadan kaldırmak olmalıdır ve homeopati bunu yapmak için bize son derece güçlü araçlar sunuyor.