Alman doktor Hahnemanın bir salgın sırasında, çantasında ilacı, köy köy dolaşmaktaymış. Salgından etkilenmiş o kadar çok hasta varmış ki, tüm hastalara ilacının yetmeyeceğini anlamış ve bu yüzden de kalan ilacı sulandırmış. Köyden köye dolaşırken, ilacı yetirebilmek için giderek daha çok seyreltmiş. En son köye geldiğinde neredeyse sudan oluşan bu karışımı hastalarına vermiş. En son köydeki hastalarının, ilk köyde tedavi ettiklerinden daha hızlı iyileştiğini fark edince ilaçları sulandırmaya başlamış. Yolda, at sırtında, taşınan fıçılarda ilaçların çalkalandığı düşünüldüğünden ilaçlar halen sulandırılarak ve çalkalanarak hazırlanır.
Dr. Hahneman biraz cimri ve tutumlu bir insanmış, "bu yöntemi bulsa bulsa Dr.Hahneman bulurdu zaten" diye düşünen meslektaşları var laf aramızda. Pek çok kaynakta china deneyinden bahsedilir. Dr. Hahneman çok çalışkan ve dürüst bir doktormuş. Döneminde yaptığı işlerin hastalarına pek de iyi gelmediğini düşündüğünden daha çok tıbbi çeviriler yaparak hayatını kazanıyormuş. İşin aslı Dr. Hahneman’ın 10 çocuğu varmış. Geçim sıkıntısı dolayısıyla da çeviri gibi ek işler yaptığı düşünülebilir. Kendisinin 4 dil bildiği ve her dilden çeviriler yaptığını biliyoruz. Burada sıtma tedavisinde kullanılan Kinin ilacıyla ilgili okudukları dikkatini çekmiş. İlacın etkileri aynı sıtmanın şikayetlerine benzer olduğu ve bunu gözlemlemek için 10 kişilik sağlıklı bir gönüllü ekibiyle, deneylere başlamış. Kinin aldıklarında titreme, ateş gibi sıtma şikayetlerinin geliştiğini görmüş. İlaçları seyrelterek alındığında sonuç daha belirgin hale geliyormuş.
Bu gün hala ilaç geliştirme yöntemi bu şekilde proving denen gönüllüler üzerinde etkileri denenerek yapılıyor. İlaçlar çok çok sulandırıldığından yan etkisi yok. Dolayısıyla bir ilacın nasıl özellikler gösterdiğini gönüllüler kaydediyor.
Ben önce modern tıp yöntemlerini öğrendim ve uyguladım. Halen de uygulamaktayım. Yaşadığımız toplumda, bir doktor alternatif bir tedavi yapıyorsa modern yöntemleri reddediyor zannediliyor. Tabii ki yok böyle bir durum. 10 yıllık eğitim ve 15 yıllık birikim yeni bir yöntem öğrenildi diye bir kenara atılamaz. Elbette halen doktorum ve doktor gibi düşünüp tanı koyuyorum. Eğer acil bir şey gerekiyorsa hemen ilgili doktora yönlendiriyorum. Ancak, homeopatiyle ve reikiyle de destek oluyorum. Bu yöntemler çok hızlı ve işe yarar yöntemlerolduğu için kullanıyorum.
Homeopati nasıl işe yarar? Belki günün birinde herkesin anlayacağı daha yalın ve gözle görünür deliller ortaya konur. Ben homeopati öğrenmeden reiki öğrendim ve uygulamaya başladım. Reiki öğrenmeye başlamam tesadüfen oldu. Bir gün aura gördüm. Başta emin değildim, aura fotoğrafları çekebilen makineler var biliyorsunuz, araştırınca aura olduğunu öğrendim. Bu bana yeni bir kapı araladı. Sonra pranik healing ve reiki kurslarına gittim. Enerjinin elle tutulur, gözle görülür, kokusu, ve tadı olan bişey olduğunu tecrübe ettim. Enerjiyle hasbual olmazdan önce benim de acaba mı ? diye şüpheyle baktığım şeylerdi. Her maddenin, her duygunun, her düşüncenin bir enerji olduğunu biliyorum artık. Dolayısıyla homeopatinin işe yaramasını çok akılcı buluyorum.
Homeopatide kişinin fiziksel, duygusal, zihinsel analizi yapılıyor ona en çok benzeyen madde bulunyor. Aynı frekansa ve enerjiye sahip oldukları için o madde kişiyi tedavi ediyor. Tedavi eden şey maddenin kimyası değil o maddenin barındırdığı enerji. Ne demiştik, bilgi, düşünce, duygu bütün bunlar enerjiydi. Bize madde değil o maddenin bilgisi lazım zaten. Bu yüzden de seyreltimiş hali yeterli. Dr. Hahnemanın da önerdiği gibi fazlası israf demek olur.
Homeopatik ilaçlar çalkalanarak hazırlanır. Sufiler neden kendi etraflarında dönerler bilir misiniz? Ben kendi halinde sema eda eden bir doktor olarak onu da tecrübe ettim. Yalnızca sufiler değil çok satan ”Tibetin gençlik pınarı “ adlı kitapta, genç kalmak için yapılan beş ayinden(hareket) ilki kendi etrafında dönme, yani sema yapmaktır. Yalnızca Budistler ya da sufiler de değil pek çok ilkel kabilenin kutsal danslarının içinde dönmek vardır. Tarih öncesi zamanlarda sümerler zamanında halk meydanda toplanırmış ve kendilerinden geçene kadar kendi etraflarında dönerlermiş. Bilmem fark eder misiniz küçük çocuklar da kendi etraflarında dönerler. Bunu çok eğlenceli bulurlar ve sık sık yaparlar. Biz büyüklerde "dönme evladım, düşeceksin" deriz. Bir şeyi kendi etrafında çeviriseniz içindeki özü, enerjiyi aktive edersiniz. Tabi homeopatinin işe yaradığını biliyoruz o zaman succession yani çalkalama ve dilusyon ve sulandırma işlemi işe yarar diyebiliriz. Kalanı için bu işi deneyimlemeniz gerektiğini söylemek zorundayım.Ben bazen çok üzülüyorum. İnsanlar bilmeden araştırmadan saldırıyorlar. Çok sevdiğim ve değer verdiğim insanları iyileştirdiğim için bile bugüne kadar verdiğim emeğe ve zamana değdiğini düşünüyorum.
Anestezist olarak 10 yıllık aldığım eğitimle, hiç yorulmadan (hatta yeni bir şey bile öğrenmeden emekli olana kadar rahat rahat yaşayabilecekken) yeniden her hafta sonu tatil yapmak yerine homeopati öğrenerek, para, zaman ve emek harcadım. Gerçekten bu işleri birine faydalı olmak için öğrenmiştim ama şimdi bir kişiye değil pek çok kişiye faydam olabileceğini biliyorum. Bazı doktor arkadaşlarım vizyonları dar, görüşleri katı, yeni deneyimlere kapalılar. Homeopati ile tedavinin önemini vurguladığım için bana doktor değilmişim gibi davranmalarını anlamakta zorlanıyorum. Türkiye'de tıp camiası bu konuda oldukça muhafazakar olduğu için, yıllarca bu iş doktor olmayan insanların elinde kaldı. Bütün dünya işin ciddiyetine vardı ve kürsüler kurdular, enerji tedavilerini üniversitede uyguluyorlar.
Neyse ki sağlık bakanlığı en azından denetim altına almak için bir birim kurdu ve bir kaç üniversite sahip çıkmaya başladı. Enerjiyi her doktor öğrenmeli ve nasıl tedavi edeceğini de öğrenmeli. Şahsi fikrim akapunktur, homeopati, nöral terapi, hipnoz, reiki farketmez, ancak bunlardan en azından bir tanesinin her tedaviye eklenmesi gerektiğidir. Hasta ilaçlarla iyileşmiş gibi görünse de aynı anda enerji de tedavi etmezseniz ya aynı yerden ya da başka bir yerden sorun tekrar ortaya çıkar.
Sağlıklı yaşamanın sırrı nedir mi dediniz? Dr. Hahnemana sorabiliriz zira kendisi 2 kez evlenip 10 çocuk sahibi olmuştur ve 1843 te 88 yaşında ölmüştür. Laf aramızda İngiltere kraliçesi 2. Elizbeth ‘de 89 yaşında ve halen sağlıklı bir şekilde işlerini yürütüyor.
Homeopatiye hala kuşkuyla mı bakıyorsunuz? İçinde madde bulunmayan sulandırılmış şekerler “plasebo etkisyle “ iyileştiryor diye mi düşünüyorsunuz. Velevki plasebo etkisiyle iyileştiriyor, %90 etkili hiç yan etkisi bulunmayan, ucuz ve hızlı bir yöntemi tercih etmez misiniz?
Böyle plaseboya ( tedavi edici etkisi olmadığı halde tedavi eden) can kurban.