
Homeopati, kısaca benzerin benzerle
tedavisi diye anlatılmaktadır. Benzerin benzeri ne demektir biraz anlatalım.
Her hastalığın bir karakteri vardır. Örneğin hızla inip çıkan ateş, bol terleme
ve beraberinde sayıklama oluşturan bir hastalık tablosu vardır. Bir de doğada sağlıklı insanlara verildiğinde buna
benzer tablo oluşturan bir madde vardır. İşte bu tabloyu oluşturan maddeden bir
ölçek alıp aynı maddeyle sulandırırsanız ve tekrar yeni oluşturduğunuzdan bir
ölçek alıp tekrar aynı maddeyle sulandırırsanız ve bu işlemi yüzlerce kez
yaparsanız bu maddeden oluşan homeopatik remedi elde edersiniz. Elbette elde
edilirken bazı kurallar uygulanıyor ancak sonuç olarak elde ettiğiniz ilaçta
maddenin kendisi değil az önce sözünü ettiğimiz hastalık tablosunu oluşturan
bilgi ve öz kalır. Böylelikle benzer
karakterdeki semptomlara iyi gelen madde elde edilir. Hastalığı ya da
hastayı tedavi eden maddenin içinde bulunan bu bilgi; benzeyen şey de tablonun
şeklidir.
Homeopatiyi ayurveda, aromaterapi ve bitkisel çaylardan farklı düşünmek lazım. Homeopati bitkiyi değil bitkinin doğasında bulunan evrensel bilgiyi kullanır. Ayrıca homeopatide sadece bitkiler değil organik, inorganik tuzlar ve başka hayvansal maddeler de kullanılır.
HOMEOPATİK MADDE NASIL HAZIRLANIYOR
Homeopati için nanobilim de denebilir. Çok küçük dozlarda bu kadar etkili maddelerin bazı hazırlanma prensipleri var. Homeopatik ilaçlar iki kez distile edilmiş su içinde seyreltilerek hazırlanır. 1 ölçek madde 9 ya da 99 birim distile suyla karıştırılır ve çalkalanır sonra tekrar 1 birim alınır ve o tekrar 9 ya da 99 birim suyla karıştırılır ve çalkalanır. Buna seyreltme denmez potentization denir. Bu işlem 6, 9, 30, 200, 1000,10000 kez tekrarlanır. Günümüzde satılan homeopatik ürünlerin seyreltileri 6X’ten 30X ,200C,1M,10M ‘e kadar değişir. Bu, homeopatinin seyreltiyi ölçme sistemidir ve 6’da 1 veya 30’da 1 anlamına gelmez. X, Romen rakamı ile 10’u temsil eder. 6X seyrelti, 106’da bir veya milyonda bir demektir. 30X seyrelti, 1030’da bir veya biri izleyen 30 sıfır demektir. Hatta bazı ürünler, Romen rakamıyla 100 olan C ölçeğiyle satılır. 30C, 10030’dur. İnsanı sersemleten bu sayı 1’i izleyen 60 sıfır demektir, bu da neredeyse galaksimizdeki atomların sayısına eşittir. 1807’de tıp alanına göre matematik ve kimya alanlarında daha çok şey biliniyordu ve olanaklı en yüksek geçerli seyreltinin var olduğu da kimyaca biliniyordu. Birkaç on yıl sonra, bu oranın Avogadro sabitiyle, yaklaşık 6 x 1023, ilişkili olduğu öğrenildi. Bu limitin ötesi, ki Hahnemann’ın çoğu seyreltisi limiti aşıyordu, artık seyrelti değildi; kimyasal olarak saf su sayılırdı. Bunun üzerine Hahnemann geçici bir çözüm buldu. Çözelti yeterince çalkalanırsa suyun, özgün maddenin spiritüel izini muhafaza edeceğini ve o zaman da çözeltinin sınırsız seyreltilebileceğini düşündü. Hap şeklinde alınması tasarlanan ilaçlarda su çoğunlukla şeker tabletlerine damlatılır. Maddenin kendisi, en düşük seyreltilerde birkaç milyonda bir molekül dışında, artık kalmamıştır.
Dozlar böylece elde edilir.
Potenteziasyon arttıkça doz da artar. Yani madde seyreldikçe etki gücü de
artmaktadır. 200 yılı aşkın süredir dünya çapında pek çok homeopatın tecrübe
edip gösterdiği gibi potentization ( seyreltme arasında sallayarak
sıralı seyreltme işlemi ) sonrası ilaç daha güçlü olur,
daha uzun etkili davranır. Bazen hastayı yavaş yavaş tedavi etmek gerekir,
bunun için hem düşük dozlar hem de yüksek dozlar kullanılır. Doz hastanın
durumuna, hastalığın durumuna göre belirlenir. Homeopatlar, ilaçlarının
son derece küçük dozlarda olmadığını iddia ederler. Modern
dünya insanı için bunu anlamak zordur. Çünkü anatomi, kimya ve fizik bilgisine sahip olsa da maddelerin
görünmeyen bilgi ve becerileri olduğunu unuttuğundan miktarı azaltılıp
potentization geçirmiş maddenin daha aktif ve güçlü olduğunu anlamak zordur. Son zamanlarda gelişen nano teknoloji kuşkusuz bu nanobilimin önünü
açacaktır. Homeopatinin anlaşılamayan yönleri de daha anlaşılır ve kabul görür
olacaktır. Geleceğin tıbbı, evrenin ve metabolizmanın bütünlüğünü anlayan,
kabul eden ve buna göre kendini yeniden şekillendiren bir tıp olacaktır. Doğaya
ve bütünlüğe dönüş başlamıştır ve tıp da bundan uzak kalmayacaktır.
Kuantum fiziği Newton fiziğini çürütmez. Dünyayı ve fiziği anlamamıza yardım eder. Homeopati modern tıbbı reddetmez. Çok küçük dozlarda tedaviyi anlamamızı sağlar. Dr.Hahneman, homeopatinin ilkelerini belirlerken yaptığı çalışmalar ve gözlemler ışığında yazdığı ORGANON kitabını tam 5 kez yenilemiştir. Bugün hala homeopatlar homeopatiyi geliştirmek için çalışmaya devam etmektedir. Hahneman’ın mezarında “Audesapere” yazmaktadır; yani bilmek, tatmak anlamak için cesaret gerekir.