Homeopati ve şamanizmin pek çok ortak noktası vardır. Ben de dahil pek çok Homeopatın yalnızca teorik olarak değil pratik olarak da şamanizm ile ilgilenmeye başladığı görülmektedir. Bu ilgi tesadüften ibaret değildir.
Homeopati benzer benzeri ile tedavi eder yasası ile çalışır. Bir tıp doktoru olan Hahnemann Cinchona ; sıtma tedavisinde kullanılan kına kına ‘anın kendisinin sıtma benzeri tablo ortaya çıkarabildiğini gördüğünde bu dahiyane fikri geliştirmiş ve daha sonra pek çok maddenin proving yöntemi olarak adlandırılan yöntemle karakterini ortaya çıkarmıştır. Homeopatide her bitki, hayvan, ya da mineralin kendine ait karakteristiği ve davranış şekli olduğuna inanılır ve bu karaktere ya da davranış şekline benzeyen insan ya da hastalık aynı özellikteki maddeyle tedavi edilir.
Proving şe şekilde yapılır: Bir maddeden elde edilen homeopatik ilaç sağlıklı gönüllülere verilir ve onların fiziksel, duygusal ,zihinsel değişiklikleri kaydedilir ve bu kayıtlardaki ortak semptomlar derlenir. Bu bilgiler o maddeye ait Materia Medica yani homeopatik ilaç bilgisini oluşturur . Materia medica yani homeopatik ilaç bilgisini öğrenmeye başladığımızda içinde yaşadığımız dünyaya aslında ne kadar da yabancı olduğumuzu fark ediyoruz.
Kızıldereliler ; bitkiler için kız kardeşlerimiz hayvanlar için erkek kardeşlerimiz diyorlar. Akraba olduklarını düşündükleri içinde saygı ve sevgi ilişkisi kuruyorlar. Halbuki ben homeopati öğrenene kadar mahallemdeki hiç bir ağacı farketmemiştim. İstanbul Üsküdar’da üst üste ve dip dibe beton yığınlarından oluşmuş gibi görünen mahallemde bile durağa giden kadar her gün en az 10 çeşit ağacın önünen geçmekteydim ve hiçbirinin farkında değildim. Onları tanımıyordum adlarını bilmiyordum. Komşularım hakkında hiç bir şey bilmiyordum. İşte homeopati içinde yaşadığımız dünyanın muhteşemliğini ve ihtiyacımız olan herseyin aslında bizimle birlikte yaşadığını farkettiren her gün yeni birşeyler öğrenmemi sağlayan harika bir şifa sistemi. Ancak daha fazlasını öğrenmek sadece proving yoluyla değil başka yollarla yaşamla ilişki kurma isteği beni Şamanizm yönlendirdi. Aslında çok değil birkaç bin yıl önce atalarımız Şaman’dı ve dünyanın bilgeliğine sahipti ancak yavaş yavaş o öğreti kayboldu. Bugün o azıcık bilgi kırıntısına o günlerden gelen elden ele ve dilden dile nakledilen hikayelerden ya da bugün şifacı diye adlandırılan pek az sayıdaki insandan ulaşmaya çalışıyoruz.
Şamanizm birtakım psikodelik ilaçlar içip seremoni yapmaktan ibaretmiş gibi ya da ezoterik bir öğretiymiş gibi algılanmaktadır ancak bundan çok daha fazlasıdır. Ayşe Nilgün Arıt’ın Maya Şaman Şifası kitabından şamanizm şöyle tarif etmiş: Her şeyin devasa bir enerji ağı içerisinde birbiriyle ilişkili olduğu inancını temel alan Şaman öğretisi , insanın kendi özünden hareketle ,insan, hayvan, bitki, mineral ya da göksel tüm diğer varlıkların üzerine uzanan bağların farkındalığını ve var olan her şeyle iletişimi içerir. Bu bağlamda Şamanizm , bütüncül var oluş bilgeliklerinin yaşanan fiziksel dünyadaki uygulamaları ile bezelidir. Buradan da anlayacağımız gibi Şamanizm bir yaşam biçimidir ve dünya ve hatta ötesi ile bir bütünlük içinde yaşama biçimidir. Modern hayat ve öğretileri bize insanoğlunun dünyanın efendisi olduğu ve görünen ve görünmeyen tüm varlıkların onun hizmeti için yaratıldığı öğretisini dayatmıştır. Böyle olunca insan kendini diğerlerinden ayrı görmüş ve bütünden kopmuştur.
Potawotami kökenli biyolog Prof. Robin Wall Kimmerer öğrencilerine doğaya insanoğlunun verdiği zararları sorduğunda pek çok yanıt aldığını ancak insanoğlunun doğaya kazandırdığı yararları sorduğunda hiç bir cevap alamadığını farketmiş. Bunun nedenini Braiding Sweet Grass kitabında şöyle açıklamıştır. Batı dünyasının inancı ilk insanın cennetten kovulmasıyla başladığını ve insanoğlunun o gün bütünlükten koptuğunu ve tekrar bunu gerçekleştirmediğini söyler. Halbuki onların kabilesinin inancına göre ilk kadın dünyaya gelirken elinde tohumlarla gelmiştir ve denizin altından çıkarılan çamur kaplumbağanın sırtına konulmuştur ve o elindeki tohumları ekerek ağaçların ve bitkilerin oluşmasını sağlamış ve böylece bu güzel dünya oluşmuştur. Bizler hiyerarşinin en tepesinde nasıl olabiliriz? Bitkiler sadece ışık ve su kullanarak yiyecek ve ilaç üretirler ve onu bize verirler.
Gloria St.John ‘Magic Medicine Homeopathy as Shamanism’ kitabında homeopati ve Şamanlık şifa sisteminin ortak yönlerini ve benzerliklerini anlaşılır bir şekilde aktarmış. Öncelikle her ikisi de doğadan kaynaklanır. Homeopatlar doğadaki maddelerden hazırlanmış homeopatik ilaçları benzerlik yasası göz ederek kullanırken Şamanlar maya Şamanizminde Nagual olarak bilinen güç hayvanları diye tarif edebileceğimiz yardımcı ruhları Micheal Harner’ın şamanik bilinç hali olarak tanımladığı yolculuklara çıkarak hastanın yararına çağırma şeklinde kullanırlar. Bitkiler de bu yolla yardıma çağırılır. Ayrıca şamanlar ya da medicine man/yada woman yani tıp insanı diye tarif edilen kişiler tarafından hazırlanan çeşitli bitkisel, hayvansal ilaçlar kullanılır.
Her iki yöntem de bugün yaşadığımız sözde modern dünyanın materyalistlik anlayışı ile anlaşılamadığından bir çeşit ezoterik öğretilermiş gibi algılanmakta ve bu yöntemleri kullanarak tedavi olmuş tıp doktorları bile bunu dile getirmeyip saklama eğilimindedirler. Halbuki her ikisinin de kendi içinde bir mantıkı olduğu ve varoluş yasalarıyla uyumlu çalıştığını söyleyebiliriz. sadece bunu bugün batı bilimi diye tarif edilen bilimsel yöntemlerle açıklayamıyoruz günü bugünkü bilimsel yöntemler bunu gösteremeye müsait değil. Bundan 10-15 yıl öncesine kadar homeopatların insanlara su satarak plesebo yöntemi ile tedavi ettiği söylenirken bugün en çok dilde edilmiş ilaçların içinde en çok küçültülmüş ve kararlı hale getirilmiş nano partiküller olduğu gösterildi. Yani bizim en güçlü potensler dediğimiz remediler. Benim de yıllarca sorduğum ancak yanıtını bulamadığım soruyu Gloria St.John da araştırmış ancak bulmamış. Hahnemann remedileri geliştirme yöntemine nasıl ulaştığı? Yani bu seyreltme ve çalkalama yönetmine nasıl ulaştı?Nereden ilham aldı? Bunu bilmiyoruz belki Hahnemann’da bir çeşit Şamanik yöntemle bu bilgiye ulaşmıştı. Ancak 200 yıl sonra gösterebildiğimiz nano partikül yaratmayı başarmıştı tüm homeopatları gönülden inandığı bu yöntem şimdi nano partiküllerin gösterilebilmesiyle ispatını bulmuş oldu.
Homeopati öğrenmek uzun ve meşakkatli bir yoldur. Materia Medica bilgisi ve sağlık, hastalık bilgileri öğrenilir. 2 yıllık bir temel eğitim verilmekte ancak hiç bitmeyen devam eden bir öğrenme ve tecrübe gerektirir. Şaman olmak için de benzer yollar gerekir. Şaman doğulur ya da sonradan şaman olunur. Şaman olacak kişi tecrübeli şaman tarafından eğitilir. Şaman ya şaman bir aileye doğmuştur ya da kabiliyeti farkedilmiş ya da buna çok istekli kişi tecrübeli bir şaman tarafından kabul edilip eğitilmiş kişidir ve öyle bir kaç hafta sonu workshopu ile öğrenilecek bir şey değildir.
Homeopatide remedileri hayvan kırallığı , bitki kırallığı, mineral kırallığı diye ayırırız. Her kırallığın kendine özgü karakterleri vardır. Onları da kendi içnde yine ayırırız, memeliler, böcekler şeklinde. Bu bilgilere homeopatlar daha önce değindiğim proving yoluyla ulaşırlar. Şamanlar binlerce yıldır minerallerin, kristallerin , taşların iyileştirici gücüne inanırlar ve kullanılırlar. Homeopatide ise yine minerallerden hazırlanmış ilaçlar proving yoluyla ortaya konmuş bilgiye göre kullanılır. Bu konularda daha detaylı bilgi edinmek için kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Yine kitapta miyazmadan bahsedilmekte. Yıllar önce Hahnemann atalarımızın yaşamış olduğu hastalık deneyimlerinin sonraki jenerasyonlara aktarımından bahseder ve bunu miyazma yasası ile açıklar. Miyazma genetik geçişten çok daha fazlasıdır. Bugün en çok epigenetik ile ilgili tanımlar miyazma tanımına yaklaşmaktadır. Burada uzun uzun anlatmak mümkün değil ancak atalarımızın yaşam bilgisi, hastalık bilgisi sadece DNA yoluyla aktarılmamaktadır o bir yönüdür diğer yönü ie hastalığın değil ancak ona ait hastalık semptomlarının ve bilgisinin aktarılmasından bahsedilmektedir. Şamanlar ise hastalık aktarımına bakabilmek için 7 göbek öteye kadar gidilmesi gerektiğini söyler. Bugünler de geliştirilmiş aile dizimi çalışmalarının temelinde yatan bilgi budur. Bir bebek dünyaya getirmeden önce ebeveynler homeopatik ya da şamanik tedavi alırlar ise ; fiziksel, ruhsal ve duygusal olarak daha sağlıklı nesiller dünyaya getirebilirler.
Son olarak iyileşme nasıl gelişir ondan bahsedilmekte kitapta. Canlı organizma bir bütündür ve tanı koyarken ve tedavi ederken bu bütünlük ve biriciklik gözetilmelidir. Hastalar tek bir semptomla gelmezler genelde hem fiziksel hem ruhsal hem de duygusal seviyelerde sıkıntı vardır. Homeopati tüm düzlemlerde çalışarak hastanın bütünlüğünü tekrar oluşturmasını ve böylece yalnızca hastalığı değil kişiyi tedavi eder. Hemen bir anda ya da günde oluşan bir iyileşmeden değil zaman içinde oluşan bir değişim ve bütünlük halinden bahsedilir. Şamanlar da kendi yöntemleriyle hastanın kendi bütünlüğünü sağlamasına yardım ederler. Hastalığı değil hastayı iyileştirirler ve her hasta biriciktir ve ona özel yöntemle tedavi edilir. Yine birden bire semptomun ortadan kalkması beklenmez zaman içinde oluşan değişim ve dönüşüm gözlenir.
Son olarak hem şaman hem de homeopat dünyayı iyileştirmek için uğraşan kişidir. Bize başvuran yardım isteyen insanlar vasıtası ile çıktığımız bu yolculuk içinde yaşadığımız dünya ile, kendimiz ile ve varoluşun her bir kademesi ile saygı içinde iyi ilişkiler kurmamızı öğreten geliştiren yöntemlerdir.
Kaynakça
1-Magic medicine Homeopathy As Shamanism Gloria St.John 2019
2- Braiding Sweetgrass Robin Wall Kimmerer
3- Maya Şaman Şifası Ayşe Nilgün Arıt 2017
4- The Way of Shaman Micheal Harner