HOMEOPATİDE KRONİK HASTALIKLAR VE MİYAZMA TEORİSİ

HOMEOPATİDE KRONİK HASTALIKLAR VE MİYAZMA TEORİSİ
        Birçoğumuz günümüzü evrenle ilgili neredeyse yeni hiçbir şey öğrenmeden geçiriyoruz. Yaşamımızdaki çoğu şeyi belirleyen evrenin karmaşık yapısı üzerine çok az düşünüyoruz. Birçoğumuza göre yaşamı mümkün kılan gün ışığı veya yerkürede yaşamamıza izin veren yerçekimi kuvveti sıradan ve önemsiz olaylar. Genelde kavrayışımızın ötesine geçen olayları irdelemekle ilgilenmiyoruz, çünkü onları irdelemek sonlu (ÖLÜMLÜ) olduğumuz düşüncesini, dolayısıyla da bir güvensizlik hissini tetikliyor.

Aslında bu tip zor sorularla karşılaşmak bizi evrenin özüne dair cevaplara götürmekten başka bir şey yapmaz. İnsan türünün tüm karmaşıklığıyla evrenin küçük bir kopyası olduğu rahatlıkla düşünülebilir. İnsan organizmasına bakıp, onu basit biyokimyasal ve mekanik bir varlıktan ibaret görmek, dünyanın düz olduğunu söylemek kadar ahmakçadır. Ancak tıp insanları arasında her zaman insan organizması hakkındaki mevcut bilgiler eksiksizmiş gibi davranma eğilimi vardır. Bu iddia hastaların korkularını hafifletmek için faydalı olabilir ama buna gerçekten inanmak tıp biliminin ilerlemesine sekte vurur. Hahnemann’ın miyazma keşfi, bizi hastalıkların ana nedeni hakkında, tıp biliminin kalıplaşmış inançlarından çok farklı yerlere götürmüştür. 
        Üniversite’de öğrenciyken Hahnemann’ın kronik hastalıklar kavramını duyduğumda, ne olduğunu anlayamamıştım. Benim için psora, sifilis veya skozis; bir terimden çok da fazla anlamı ifade etmeyen bir şeydi. Mezun olup, uygulayıcı ve eğitimci olarak kariyerime başladıktan sonra, Homeopati’nin gizemli dünyasına doğru daha derin araştırmalar yapmaya karar verdim. Organon ve Homeopati’nin Felsefesi ile başladım. Ardından kronik hastalıklar ve bütünlük kavramlarını ele aldım. İlk meseleyle ilgili soruları ilk kitabım New Lights – Lectures on Homeopathy and Philosophy’da açıklığa kavuşturdum. Uzun yıllar sürdürdüğüm eş zamanlı araştırmalarım psora, syphilis ve skozis olarak açıklanan karmaşık kronik hastalıklar düşüncesini daha iyi anlamama yardımcı oldu.

        Bu araştırmada Dr. Hahnemann’ın erken Homeopati döneminden kronik hastalıkları keşfine kadar geçen sürece paralel ilerleyen bir metodoloji izledim. Bu süreçte, Hahnemann’ın tümevarım yöntemiyle ortaya koyduğu kavramın bir portresini ortaya koydum. İnsanoğlunun tüm hastalıklarının cinsel birleşme yoluyla aktarılmış olan atalarının sifilis veya gonore gibi enfeksiyonları olduğunda ısrar edersek, bilinçaltı düzeyinde herkeste bir direnç duvarı yaratırız.

        Bu nedenle, o malum “Tüm bu hastalıklar nerede ve ne zaman başladı?” sorusunu cevaplamaya kalkışmayacağım. İşin benim ilgilendiğim tarafı, miyazmaların genel olarak ve anatomik olarak farklı bölgelerdeki semptomatolojisi, dışarı vurulma biçimleri ve yeni permütasyon ve kombinasyonların miyazma teşhisini nasıl etkili biçimde değiştirdiği.
        Sonuç olarak, tüm çalışma boyunca dikkatimi tek bir sorunun cevabına odakladım. Hahnemann’ın miyazma kavramını nasıl faydalı bir başucu kaynağına dönüştürebileceğimize cevap aradım. Bu araştırma bana, miyazma kavramı bütünlük kavramıyla entegre edildiğinde ortaya son derece holistik bir sonuç çıktığını ve böylece en basitinden en karmaşığına kadar tüm vakalarda iyileştirici olduğunu öğretti. Ayrıca bu entegrasyon sadece iyileştirilebilir hastalıklarda değil, palyasyon amaçlanan tedavilerde de aynı oranda faydalıdır. Bu kavramlarla ilgili araştırmalar, homeopat hekimleri aydınlatacak ve bir hekim olarak hastaları iyileştirebilme becerisini arttıracak ve konumunu yükseltecektir.

DR.E.S RAJENDRAN
NOT: Kitabın devamını Türkçe okumak için www.homeopatiklinik.com  marketi ziyaret edin.