
Yaşam gücünden www.homeopatiklinik.com/yasam-gucu.html daha önce bahsetmiştim . İnsan belirli bir
yaşam gücüyle dünyaya geliyor . Yaşam gücünü etkileyen faktörler var. Fiziksel, duygusal ya da
zihinsel olarak pozitif veya negatif yönde etkileyebiliriz.
Yaşam gücünü artırmak için
yediklerimize dikkat etmeliyiz, iyi uyumalıyız, spor yapmalıyız. Organik
beslenmek pek tabi önemlidir. Yaşam gücünü pozitif destekleyen ve artıran
diyet, alkali diyet ya da akdeniz diyetidir.
Doğada yaşam gücünüzü en çok destekleyecek besin öğeleri arı poleni ve
kore ginsengidir.
Yaşam gücü duygusal olarak da pozitif veya negatif yönde etkilenir.Organik yaşam duygusal
alanda da gerekli. Pozitif düşünmenin
önemi burada ortaya çıkıyor. Sürekli TV
izlemek ya da vahşet haberleri izlemek, okumak negatif yönde etkiler. İş hayatı
ve özel hayatımız için de daha rafine, daha huzurlu ortamlar yaratmalıyız.
İbadet etmek, meditasyon yapmak, spor yapmak, dans etmek gibi bizi rahatlatan şeyleri hayatımıza daha
çok dahil etmeliyiz.
Zihinsel olaylar da yaşam gücünü etkileyen
faktörlerdendir. Yaşam gücümüzü pozitif destekleyen en önemli şey, varoluşumuza
yönelik hizmetler yapmaktır. Severek ve
isteyerek yaptığımız işlerin tümü bizi hem tatmin eder, hem de yaşam gücümüzü
artırır. Doğayla, hayvanlarla ya da insanlarla ilgili sosyal etkinliklerde
katkıda bulunmak önemlidir.
Bütün bu söylenenleri yapsak bile,
bazen her şey o kadar çok gelir ki artık hiçbir şey yapamayacağımız hissederiz. Kişi
bunu ya duygusal çöküş, ya duyarsızlaşma ya da azalmış başarma motivasyonu
şeklinde yaşar. Bunların her biri kişinin rutin hayatını, işlevselliğini ve
tepkilerini ciddi oranda etkiler. İşi, ailevi sorumlulukları, bireysel
sorumlulukları, yardıma muhtaç yakınının bakımı gibi o sırada sürdürmeye
çalıştığı uğraşı ile ilgili istek, güç, gayret, olumlu duygu ve davranışlarını
gittikçe azaltarak, kişinin yetersiz kalmasına neden olur.
Kişide genel bir
enerji azalması, kaygı, kendisi ile ilgili olumsuz duygu ve düşünceler,
yetersizlik ve başarısızlık hissi gelişir. Bunlara ek olarak, başkalarına karşı
da ilgi kaybı, negatif duygu ve davranışlar ortaya çıkar. İşte bütün
bunlar kişiyi çevreden uzaklaşmaya, kişiler arası ilişkilerde çatışmaya veya
kendi içine kapanmaya zorlar.
Tükenmişliğin getirdiği bu genel enerji kaybı, kişide
fiziksel olarak kronik yorgunluk ve bir takım bedensel yakınmalarla kendini
gösterir. Hem duygusal hem de fiziksel kayıplar kişide çaresizlik, ümitsizlik,
özgüven eksikliği oluşturarak duygusal ve zihinsel tükenmeye neden olur.
Dolayısıyla kişi sorumlu olduğu görevleri sürdüremez hale gelir, insan
ilişkileri tamamen bozulabilir.
Aşağıda
oluşma şekillerine göre tükenmişlik sendromuna homeopatik çözümlerden
bahsedeceğim. Bu kadar ciddi bir meselnin doktor kontrolünde tedavisinin olması
iyi olur. Potens ve süre kişiye özel olarak seçileceğinden onlardan
bahsedemeyeceğim ancak sebebi her ne olursa olsun tükenmişlik sendromuna kolay
ve hızlı ve yan etkisiz bir çözüm olarak
homeopati ilk seçenektir.
Pikrik Asit: Zihinsel
yorgunluktan sonra oluşan çökmüş birisi için ideal seçenektir. Kişi artık 10
dakikalık okumaya bile tahammül edemez. Olay zihinsel bir yorgunlukla
başlamıştır ancak giderek bütün organizma çökmüştür. Başağrısı, ishal, tüm
eklemlerde ve omurgada ağrı, bütün bedende ağırlık , yorgunluk şikayetlere
eklenmiştir. Sürekli uzanmak ve dinlenmek isterler. Bir kişi zihinsel aşırı çalışmadan sonra bu
hale gelmişse düşünülecek ilk seçenek pikrik asit olmalıdır.
Muriatik Asit: Fiziksel bir zayıflık yorgunluk var. Burada uzun süren
ateş ya da hastalık döneminden sonra ortaya çıkan bir halsizlik, mutsuzluk hali
var. Kişi hastalıktan sonra bir türlü toparlayamamıştır. Tüm kaslarda zayıflık,
hatta sfinkterlerde zayıflık ; idrar kaçırma, gaita kaçırma gibi şikayetler
olabilir. Kişinin alt çenesi düşmüş bitkin halsiz ve yaşlı görünebilir.
Fiziksel bir yorgunluktan sonra gelişen böyle durumlarda muriatik asit iyi bir
seçenek olabilir.
Fosforik Asit: Duygusal
tükenmişlik sendromu. Aşk acısı, yas, ya da taşınma iş, şehir değiştirme,
gurbet gibi duygusal bir ağırlık sonrasında başlamış bir hastalıktır. Kişi
artık üzgün, kızgın tepkisizidir.
Hareket etmeye hali yoktur. İçe çekilmiş, hiçbir şeyden zevk almaz ve hiçbir
şey yapmak istemez. Depresyon gibi değildir. Umursamaz olmuştur. Tekdüze
duygusuz bir duruma gelmiştir. Bir gecede saçları beyazlayan ve ya dökülenlere
de çok iyi gelir fosforik asit. Duygusal bir tükenmişlik varsa fosforik asit ilk
seçenektir.
Sülfirik asit: Aceleci hızlı insanlardır. Ayakta yemek yer, her yere
hızlı gider ancak ne yapacağını bilmez durumdadır. Zaman çok çabuk geçiyor,
zaman yetmiyor der. Beynim suda gibi yüzüyor, yorgunum diyen ve aceleci sinirli
birine tercih edilecek homeopatik ilaç sülfirik asittir.
NOT:
Bu yazı bilgilendirme amaçlıdır. Kendi kendinize tedaviye başlamayın. Burada
geçen asitlerin kendilerini değil homeopatik olarak hazırlanmış formları ilaç niyetine kullanılabilir. Yoksa, yukarda
adı geçen asitler tehlikeli zehirleridir.