ZİHİN VE BEDEN İLİŞKİSİ

ZİHİN VE BEDEN İLİŞKİSİ

Özet : Kısa bir süre öncesine kadar zihin ve beden iki ayrı başlık olarak incelenmekteydi. Son zamanlarda araştırmacılar her nasılsa psikolojik etkenlerin sadece zihinsel hastalıkları değil diğer hastalıkları da etkilediğini keşfettiler. İyi ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı pozitif zihin, iyi bir moraldir. Zihinsel sağlıkta bir karışıklık somatik(bedensel) hastalıklara sebep olmaktadır.


Anahtar kelimeler: Zihinsel hijyen, Carl Jung, bilişsellik, Duygulanım, Haz

Giriş

Psiko-somatik hastalık kavramı 1918 yılında Johan C Heinroth tarafından türetilmiştir. Bunlar psikolojik faktörlerin önemli olduğu fiziksel hastalıklardır. Psiko-somatik ilaçların babası Franz Alexander, bronşiyal astım, ülseratif kolit, mide ülseri, nörodermatit, tirotoksikoz, romatizmal eklem iltihabı, esansiyel hipertansiyon olmak üzere yedi tane klasik psikolojik hastalık tanımlamıştır. 1923 yılında Sigmund Freud psikanalizi tanıttı. Carl Jung(1875-1961)kişiliği dışadönük ve içedönük olarak ikiye ayrımıştı. Psikolojide kişilik anahtar kelimedir. Değişik koşullarda tutarlı davranma eğilimi göstermeye kişilik özelliği veya karakter denir. En temel kişilik özellikleri altı yaş civarında oluşmaya başlar. Bulunduğu topluma göre bu kişisel özelliklerin kimisi geliştirilebilir kimisi de değişebilir.
George Engel 1977 yılında psiko-somatik hastalık olarak sonuçlanan biyolojik, psikolojik ve sosyal konumun birbiri arasındaki karmaşık etkileşimini açıklayan çok popüler biyo-psiko-sosyal modeli kurmuştur. ‘Epidemiyoloji uzmanları bugün hastalıkların etyolojik nedenlerini araştırırken fiziksel ve biyolojik koşullar kadar psikolojik koşulları da hesaba katmaktadırlar’


Zihin fiziksel hastalığı nasıl etkileyebilir?
Psikolojik faktörler insan sağlığını negatif yönde etkilemektedir. Yoksulluk, kentleşme, göç ve yas, firar, işini kaybetme, özürlü çocuk doğurmak gibi stresli koşullara maruz kalmak, anksiyete, depresyon, öfke, hüsran gibi duyguların üretilmesine sebep olabilir ve bu duygulara fiziksel semptomlar eşlik edebilir. Fakat bu duygusal koşullar aynı zamanda endokrin, otonom ve motor sistemde değişiklik yapabilirler ve psiko-somatik hastalık olarak sonuçlanacak çeşitli organlarda yapısal değişikliklere kapıyı açabilirler.
Örneğin, korktuğumzda ve endişe duyduğumuzda şu durumlar gelişir: Hızlı kalp atışı, çarpıntı, mide bulantısı, titreme, terleme, ağız kuruluğu, göğüs ağrısı, başağrısı, midede düğümlenme, hızlı soluk alma. Bu fiziksel semptomlar biz kaygılı olduğumuzda beyinden vücudun çeşitli organlarına gönderilen sinir impulsların aktivetelerinin artışına ve kan dolaşımının içine adrenalinin serbest bırakılmasına bağlıdır. Buna rağmen zihnin tüm bu fiziksel semptomları nasıl oluşturduğunun açıklaması hala tam net değildir.
En basit anlatımla normal zihinsel durumu değiştiren pek çok faktör vardır ve bunlar somatik hastalığa sebep olan endokrin ve sinir sisteminde değişikliğe neden olurlar.

Psikolojik hastalık sebepleri:

  • Alzheimer, Pick hastalığı, Progresif Supranükleer felç(steele richardson sendromu), Binswanger hastalığı gibi beyindeki organik hastalıklar
  • Düşünsel becerilerin ve adaptif davranışların gelişiminin durması veya eksik kalmasıMerkezi Sinir Sisteminin biyolojik maturasyonunun gelişmesinde gecikme
  • Alkol, opioid, kanabis, kokain, nikotin, kafein, uyku hapı, sakinleştirici gibi psikoaktif maddelerin kullanımı veya uzun süreli kullanımının bırakılması
  • Düşünce, algılama, duygulanım ve davranışlarda karışıklıkVitamin eksikliği
  • Kafaya darbe alınması


Zihnin basitçe tanımı

‘İnsan düşünen bir hayvandır’. İki adet düşünme süreci vardır: Düşünmenin birincil prosesi ve düşünmenin ikincil prosesi.Düşünmenin birincil prosesi içgüdüsel taleplere hemen cevap vermeye odaklanır, mantıkla uyuşmaz ve kendini değişik semboller üzerinden açıkça gösterir. Haz esasına dayanır ve sansürlenerek bastırılmış duygulanımları ve düşünceleri içerir. Sansürleme kalktığında kendisini rüyalar, duygusal boşalma ve ya haz prensibi bastırıldığında dil sürçmesi ile kendini açığa vurur. İd ve bilinçaltı buna bağlıdır.
Düşünmenin ikincil prosesi ise bilinçli zihin aktiviteleri, gerçeklik ilkesi tarafından kontrol edilen mantıklı düşünmedir ve çevresel taleplerden etkilenmiştir.

S.Freud zihin araçlarını üç yapıya ayırmıştır : İd, Ego ve Süper ego

İd : Zihnin, bebek doğduğunda olduğu orjinal durumudur. Gerçeklik ile doğrudan bir bağlantı yoktur. Düşünmenin birincil prosesi esasına dayanır.

Ego : Gerçeklik ilkesi rehberlik eder ve tecrübelerle tanımlanır.

Süper ego : Aileler, aile üyeleri, din, etrafındaki önemli bir kişi tarafından etki edilmiş moral standartları içerir. Zihin araçlarının ağırlıklı olarak bilinçdışı alt bölümü süper egodur ve egodan gelişir.


Zihin üç bölümden oluşur; bilinçaltı, bilinç ve önbilinç içerir. Bilinçaltı zihin aktiviteleri birincil düşünme prosesince karakterize edilir. Bilinçli zihin aktiviteleri ikincil düşünme prosesince karakterize ediir. Önbilinç, bilinç ve bilinçaltı arasında uzanır.


Epidemiyoloji

Dünya Sağlık Örgütüne göre yaklaşık 334 milyon insanda astım şikayeti var. DSÖ ‘ne göre astımı tetikleyen nedenler öfke, korku gibi aşırı duygusal uyarılmalardır. Düşük ve orta gelirli ülkelerde astımdan ölümler 80% oranındadır.
DSÖ ‘ye göre yüksek kan basıncından 7.5 milyon insanın ölümüne neden olmaktadır. 85 bin Hintli peptik ülserden ölmektedir.‘Zihinsel hastalıklar dünyanın hemen her kültüründe ve inancında meydana gelmektedir. Bu hastalıkların en yaygını yaklaşık 10 kişiden birini etkileyen depresyon, anksiyetedir. Daha kötüsü depresyon, intihara sürüklemektedir. İntihar girişiminde bulunmak ve pestisit, ateşli silahlar gibi intihar araçlarına kolay ulaşım, intihar için diğer anahtar faktörlerdir.
2012 yılında dünya genelinde yaklaşık 800 bin intihar vakası yaşanmış ve bunların 80% i 70 yaş altıdır. 15-29 yaş arası genç yetişkinler içinde trafik kazalarından sonra en çok ölüm intihar vakalarıdır ve bu oran toplam intihar vakalarının 8.5% idir. Yüksek gelirli ülkelerde erkeklerin intihar vakası kadınlardan 3 kat fazladır ve bu oran dünya genelinde ise 1.8 kattır.’


Homeopatik Yaklaşım

Yaklaşık 200 yıldan fazla bir zaman önce Hahnemann, mental semptomlar ile fiziksel semptomların birbiriyle ilişkili olduğunu farketti ve semptomların tümü fikrini öne sürdü. Hastalık sürecini anlamada zihnin önemini vurguladı; ‘İnsanın anahtarı zihindir’ sözü onun en ünlü sözlerinden biridir. Daha sonraları Dr.J.T.Kent, hastaların tedavisinde mental semptomlara öncelik vermiştir. Homeopati felsefesine göre ‘Hastalık, bütün organizmanın ilk olarak duygulanımların(hastalığı hissetme…) alanında sonrasında fonksiyonların alanında(çeşitli fonksiyonel bozukluklar), materyal bileşenler alanında açıkça gösterdiği yaşam enerjisinin dinamik dengesizliği olarak tanımlabilir, ’


Dr.Fernando Risquez’e göre ‘İnsan, yalnızlıktan, işe yaramaz hissinden ve itibar kaybından acı çeker. Annemiz bizi doğurduğunda ve dünyaya çıkardığında ilk acı çekmemize neden olur.. Yalnızlığa. Sonra ürkeklik başlar. Çocukluğumuzdan itibaren büyüdükçe kendimizi önemsiz hissetmeye başlarız ve yetişkin olduğumuzda hala kendimizi önemsiz hissederiz. Buna ‘aşağılık kompleksi’ deriz. Bazen biz ne isek oyuzdur.. Daha sonra diğerleriyle olan ilişkimizi gösteren itibar gelir. ’ Dr. Farokh Master ‘e göre ‘Homeopatide biz karakteristik fiziksel semptomlar kadar yapısal semptomlar dediğimiz mental semptomlara dikkat ederek reçetimizi yazarız. Bu yüzden bir Homeopatik doktorun reçetesi kesinlikle psiko-somatik bakış açısına dayanır.’


Vaka:

O.P.D Ticked no.:xx6218 of Mahesh Bhattacharyya Homoeopathic Medical College and Hospital.
İsim: AB Din: Hindu Sex: Kadın Yaş: 60
İlk randevu : 02/04/2014.
Ana Şikayetler:

  •  Yere düşme hissi, vertigo , sabahları
  •  Öfekliyekn göğüste sıkışma, daralma

İlişkili şikayetler:

  • hareket ederken eklem yerlerinde ağrı

Şikayetlerinin Hikayesi
Kendi oğlu ve gelini tarafından yok sayılıyor. Uzun süren üzüntü ve aşrı tuzlu gıda alımında şikayetleri açığa çıkıyor. Son 4,5 senedir alopatik ilaç alıyor. Şimdi düzenli olarak Rauwolfia serpentine Q, Conium maculatum 200 and Calcarea fluorica 3x alıyor.


Geçmiş Hikayesi

Uyluk fıtığı - 25 yaşında ameliyatla alınmış
Rahimde fibromiyom - 40 yaşında ameliyat olmuş
Aile hikayesi
C.V.O yüznden babası ölmüş
Annesi İskemik kalp hastalığından çekmiş

Genel Fiziksel özellik

İştah : uzun süre aç kalamıyor

İstek : tuz, acı

Tiksinti : Özel bir gıdaya tiksintisi yok

Susuzluk : günde 3-4 litre

Dil : pütür pütürTer : profüz, saldırgan

Dışkı: Zor, düzenli

Uyku : rahatsız

Termal tepkisi: Sıcak

Zihin : Çabuk sinirlenir, teselli daha da kötleştirir

Fizik Muayene Kan Basıncı: 150/104 mm of Hg. Solunum - Aceleci Respiratory rate- Hurried. Hafif soluk beniz

Eski tanı : Hipertansiyon.Final tanı:

Esansiyel Hipertansiyon.Semptomların Toplamı Çabuk öfkelenir, teselli kötüleştirir, acı ve tuz isteği. Susuzluk artışı. Pütür dil. Sıcak. Kabızlık, kötü kokulu bol terleme, sabahları vertigo, hareket ederken eklemlerde ağrı.

Reçete :Repertorizasyon sonrası J.T.Kent materia medica üzerinden kontrol edilerek Rx Natrum Muriaticum 200, bir doz reçete edildi.

Takip :Bir ay sonra aynı remedinin potensi yükseltildiği halde bir değişikik gözlenmedi. Sonra vakayı hocamla kontrol ettik, hocam hastanın terkedilmişlik hissinin esas olduğunu ve onun psikolojik durumunun fiziksel rahatsızlığını ürettiğini söyledi. Vakayı tekrar ele alındı ve J.T.Kent repertorizasyonundan Argentum Nitricum 0/1, O.D, yedi gün verildi. Birkaç gün sonra gelişme gösterdi. Her 7 gün aradan sonra aynı remedinin daha yüksek potensi ile devam edildi. Üç ay sonra semptomlar değişti: vertigo yeniden yaşandı, eklem ağrısı azaldı, kan basıncı normal fakat hastada üşüme hissi başladı, başta terleme görüldü. Tekrar repertorizasyon sonrası Calcarea Carbonica 200, tek doz verildi. Yeni semptomlar başladı, sıcak basmalar görüldü ve repertorizasyon ile Lachesis verildi. Hasta şimdi şikayetlerinden kutulmjuş durumda. Tartışma :Vakayı çözmek için hastalığın oluşması hikayesi önemlidir. Hastalığı oluşturan gerçek psikolojik faktörü iyi anlamak ve bunu esas alarak remedi seçimi sağlığın düzelmesinde çok önemlidir.

Sonuç : Conclusion ‘İnsan bugün hastalıklarının temsilcisi gibi görünüyor; sağlığının durumu dışardaki mikrop veya bulaşıcı ajanların ona ne yaptığından çok kendisine ne yaptığı ile tanımlanıyor ’Son zamanlarda ki hastalık tanımı Hahnemann’ın 200 yıl kadar önce açıkladığı hastalık tanımına çok benziyor:‘Morfibik zaralı ajanlar insanların sağlığını koşulsuzca hastalıklı bir şekilde alt üst edecek güce sahip değiller; fakat biz onlar sayesinde; bedenimiz morfibik sebeplere yeterince meyilli ve duyarlı olduğunda hastalanıyoruz ve biz onu kendi sağlığımıza göre değiştiriyoruz, dengesizleştiriyoruz, abnormal duygulanım ve faktörlere göre hastalık yapıyoruz - bu yüzden onlar her zaman ve herkeste aynı hastalığı oluşturmuyorlar.

References

  1. Park K. Park Textbook Of Preventive and Social Medicine M/S BanarsidasBhanotPublishers,Jamalpur,M.P. 2011.
  2. Ahuja, Niraj.“A Short Textbook of Psychiatry” 3rd edition.Jaypee Brothers Medical Publishers (p) Ltd. 1996.
  3.  www.globalasthmareport.org/burden/burden.php
  4. Risquez Fernando “Psychiatry and Homoeopathy” 1st, reprint edition;B.Jain Publishers Pvt.Ltd, New Delhi, 1999.
  5. Hahnemann, Samuel. “Organon of Medicine”, Translated from 5th edition with an appendix by R.E. Dudgeon; with Additions and Alterations as per Sixth edition translated by William Boericke, B.Jain Publishers Pvt.Ltd, New Delhi, 2003
  6. www.drfarokhmaster.com/Editorial/2007-10%20Editorial%20October%202007.pdf
  7. Kent, J.T. Repertory of the Homoeopathic Materia Medica and a word index; enriched Indian edition; reprinted from 6th American edition; B.Jain Publishers Pvt. Ltd, New Delhi,2003

Author:Dr Sanjoy Kumar RoyFree Article | Thursday, August 04, 2016